Dünya Tasarruf Günü
DÜNYA TASARRUF GÜNÜ (31 Ekim)
1935 yılında bazı Türk bankaları, 1924’te Birinci Uluslararası
Tasarruf Kongresi’nde kabul edilen 31 Ekim gününü, Uluslararası Tasarruf Günü
olarak kabul etmişlerdi.
Dünya tasarruf gününü ülkemizde 1924 yılından
beri kutluyoruz. İnsanlar geleceklerini güvenceye almak için tasarrufa yönelir.
Dünya tasarruf gününün amacı tasarrufun öneminin anlaşılmasına katkıda
bulunmaktır. İsraflardan kaçınarak aile bütçesine ve ülke sermayemize sahip
çıkabiliriz.
Ülkenin zenginleşmesi, gelir seviyesinin
yükselmesinin daha çok istihdam, daha çok üretim ve daha çok ihracatla mümkün
olduğunu düşüncesiyle "Bunun için de tasarruflarımızın yeni yatırımlara
dönüşmesi şarttır.
Tasarruf, yarınlarımız için önemli olan kaynakların
idareli tüketilmesidir. Aksi takdirde bir gün her şey tükenecek ve geri dönüşü
olmayacak. Suyumuz azalıyor, toprağımız verimsizleşiyor. Her şey bize
kaynaklarımızın tükenmek üzere olduğunu gösterdiği halde bu konuyu ciddiye alıp
üzerinde düşünen ve harekete geçen insan sayısı yok denecek kadar az. "Ben
mi kurtaracağım bu dünyayı, peki beni kim kurtaracak?" mantığı hala sürüp
gidiyor ve birçok insan ekonomik gücünü daha da güçlendirmek için
kaynaklarımızı hızla yok etmeye devam ediyor. Sokak, cadde ve evlerimizde boşa
akan sular acaba kaç kişinin dikkatini çekiyor? Geri dönüşümün ne olduğunu ve
nasıl uygulanacağını acaba kaçımız biliyoruz?
Bugünümüz yarınımıza gebe, ne ekersek onu
biçeceğiz. Daha fazla geç olmadan hepimiz ortak bir tavır almak
zorundayız. Bilinçli tüketimi ve değerlerimize
sahip çıkmayı öğrenmeliyiz. Zamanımızı, suyumuzu, elektriğimizi, paramızı
kısacası tüm değerlerimizi tasarruflu kullanalım.
Yaşamın devam etmesinde,insanların ve diğer
canlıların kullandığı,vazgeçilmez olan maddelerin tüketiminde dikkatli
davranma, gereği kadar kullanma, idareli tüketmeye tasarruf denir. Üzerinde
yaşadığımız dünyada,insanların ve diğer canlıların yaşamsal olarak
kullandıkları, bütün kaynakların, tükenen cinsten kaynaklar olduğunu, düşünecek
olursak,bu yaşamsal kaynakların bir gün tükeneceği kaçınılmaz bir sondur.
İnsanlığın yaşamsal kaynakları olan bu
maddelerin, bilinçsizce tüketilmesi yada tüketilmesi esnasında çevreye verilen
zararların,bazı maddelerin tüketilmeden yok olmasına sebep olduğu, tüketilen
bazı maddelerin ise bir miktar enerji kullanılarak geri dönüşümlerinin mümkün
olmasına rağmen,bu enerjinin harcanarak geri dönüşümün sağlanmadığı, insanlığın
ortak malı olan bazı maddelerin, insanlığın bazı kesimleri tarafından ekonomik
güç ve üstün olma hırsı gibi, gayeler için kullanılması tahribatın boyutlarını
artırmakta ve verilen zararlar önüne geçilmez bir hızla insanlığın yaşamını
tehdit edecek düzeylere gelmektedir.
Dünyamızda var
olan,su,hava,toprak,bitki,hayvanlar,petrol ve doğalgaz gibi maddeler, sınırlı
yaşamsal kaynaklardır. Bilinçsiz ve aşırı tüketim nedeniyle bu kaynaklar her
geçen gün biraz daha azalmakta. Nispeten daha uzun süreli olan,güneş enerjisi
ve rüzgar gibi enerji kaynakları ise insanlık tarafından henüz yeteri kadar
kullanılmamaktadır. Yada bu enerjilerde yararlanmak için kurulan sistemlerin
ekonomik olarak pahalı sistemler olması nedeni ile insanlık henüz bu kaynaklara
yeteri kadar yönelmemiştir. Hazır kaynakları kullanmak daha az emek ve sermaye
gerektirdiğinden, daha cazip gelmektedir.
İnsanlık görülen ve hiçte uzak olmayan bir
tehlike ile karşı karşıya bulunmaktadır. İnsanlığı tehdit eden tehlikeye karşı,
dünyanın ortak malı olan bazı tüketim maddelerinin bilinçsizce tüketilmesi
insanlığı ortak tavır almaya zorlamaktadır. Ortak tavır alınabilmesi için
insanlara, eğitim yolu ile tasarruf yapma,bilinçli tüketicilik, dünyanın ortak
malı olan bazı tüketim maddelerine sahip çıkma,gibi istendik davranışların
kazandırılması gerekmektedir.
Yarınları
bugünden hazırlamak için tasarruf yapmalı, sınırlı kaynakları dikkatli
kullanmalı,……